Meriç, görüntülerin artık göz ardı edilemeyecek bir tabloyu yeniden ortaya koyduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Bu insanlar kim? Bu şehre nasıl geliyorlar? Kim organize ediyor bu akışı? Türkiye’nin yıllardır uyguladığı ‘açık kapı politikası’, artık insani bir duruştan ziyade denetimsizliğin ve kontrolsüz göçün ana kapısı hâline geldi. Başpınar gibi sanayi bölgeleri, emeğin en ucuz, denetimin en zayıf, kayıt dışılığın en yaygın olduğu alanlara dönüştü. Bu tablo yalnızca ekonomik değil; güvenlik, demografi ve toplumsal huzur açısından da ciddi bir tehdit oluşturuyor.”

Meriç, sınır güvenliğinin devlet egemenliğinin temel unsuru olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Bir ülke sınırlarını koruyamazsa, egemenliğini de koruyamaz. Bugün Gaziantep’in sokaklarında kim olduklarını bilmediğimiz, hangi yollardan geçtiği belirsiz binlerce insan dolaşıyor.”

İktidarın yıllardır “ensar-muhacir kardeşliği” söylemiyle ülkeyi kontrolsüz bir sığınmacı merkezine dönüştürdüğünü belirten Meriç, bu yaklaşımın toplumsal huzuru zedelediğini ifade etti:

“Bu politika ne kardeşlik getirdi ne huzur. Aksine, Türkiye’nin şehirlerini sosyolojik birer mayın tarlasına çevirdi.”

Meriç, Gaziantep halkının artık haklı olarak bazı soruları sorduğunu dile getirdi:

“Bu insanlar nasıl giriyor bu ülkeye? Kim taşıyor, kim barındırıyor, kim denetliyor? Ve en önemlisi: Devlet nerede?”