

Türkiye genelinde halkın teveccühünü kazanarak yükselişe geçen Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Gaziantep’te de aynı başarıyı yakalayabilmesi için öncelikli olarak delege tespiti süreci titizlikle yürütülmelidir.
Mahallelerdeki kırgınlıkları ve küskünlükleri sona erdirecek, herkesi kucaklayan bir delege belirleme anlayışı benimsenmelidir.
Özellikle Şehitkamil ilçesinde, oğlu ya da kendisi belediyede işe girdiği gerekçesiyle delegelikten ya da mahalle sorumluluğundan alınan kişilere yönelik uygulamaların gerekçesi açık ve şeffaf biçimde açıklanmalıdır.
Hayatını parti mücadelesine adamış insanlar, sadece işe girdikleri için dışlanmamalı; tam tersine, bu kişilerle istişare ortamları oluşturularak parti içi kaynaşma ve dayanışma artırılmalıdır.
Ben ne delegeydim ne de mahalle sorumlusuydum. Ancak gözlemlediğim yanlışlara sessiz kalamazdım ve bu doğrultuda uyarı yapma ihtiyacı hissettim.
Delegeler, gerçekten partiyi seven, emek veren ve idealleri doğrultusunda hareket eden kişilerden oluşmalıdır.
Delegelik makamı; şahsi çıkarlar için bir araç hâline getirilemez, getirilmemelidir.
Son belediye meclis üyesi seçiminde yaşananlar, ne yazık ki partimizin özverili kadrolarını dışarıda bırakırken; partiye yeni kayıt olmuş, geçmişi sorgulanmamış kişiler, yalnızca “birilerinin oğlu, kızı” oldukları için listelere dâhil edilmiştir.
Delege ağalarının hazırladığı listelere sorgusuz sualsiz oy verenler tespit edilmeli ve bu tür kör bağlılıklar son bulmalıdır. Görev verilecek delegeler, parti kültürünü, emeği ve liyakati esas almalıdır.
Öte yandan, meclis üyeliği seçiminde oy kullanan ancak işe girdikten sonra sosyal medya üzerinden partilileri hedef gösterip “Bu AKP’li, bu DEVA’lı, bu MHP’li” diyerek hem kendini hem partiyi küçük düşüren tutumlar, partimize zarar vermektedir.
Partiye emek veren insanların, sadece işe girdi diye yaftalanması, ahlaki ve siyasi olarak kabul edilemez.
Delegeler, oy verirken bu kişileri tanımıyor gibi davranıp, sonrasında farklı bir tavır sergiliyorsa, bu çifte standart büyük bir sorundur. Meclis üyeliği seçiminde bilinçsizce oy kullanıp, sonra pişmanlık sergileyen değil; baştan itibaren sürece sahip çıkan bilinçli delegeler seçilmelidir.
Unutulmamalıdır ki, delege sadece sandığa giden bir seçmen değil, partinin vicdanıdır.
Bu nedenle delege seçimleri; ahbap-çavuş ilişkileriyle değil, yıllarını partinin mücadelesine vermiş, sokakta, mahallede, sahada var olmuş kişiler üzerinden yapılmalıdır.
Üç-beş kişinin hazırladığı listeye körü körüne oy veren değil; partinin tüm bileşenlerini tanıyan, herkese eşit mesafede duran, gerçekten partili olan bireyler bu sorumluluğa layık görülmelidir.
İyi belirlenmiş delegeler, liyakatli bir ilçe başkanı ve yönetimini getirir. Bu da doğal olarak güçlü bir il başkanlığı yapısının oluşmasına katkı sunar.
Aksi hâlde, geçmişte olduğu gibi “körler sağırlar birbirini ağırlar” anlayışı devam eder; meclis üyeliği listeleri adaletsiz bir şekilde belirlenir ve sonuç olarak parti, yerel düzeyde güç kaybı yaşar.
Oysa ki Cumhuriyet Halk Partisi, tüm Türkiye’de olduğu gibi Gaziantep’te de halkın umudu hâline gelmiştir.
Bu umudu boşa çıkarmamak, kırgınlıkları onarmak ve partiyi yerelde de başarıya taşımak hepimizin sorumluluğudur.
Doğru tespit edilen delegelerle, ilçe ve il yönetimleri daha güçlü ve demokratik yapılar hâline gelecek; bu da Gaziantep’teki değişimin önünü açacaktır.
Gaziantep, partimizin yükselişine ayak uydurmak zorundadır. Aksi takdirde Türkiye’nin dört bir yanında artan başarı, bu kentte sekteye uğrayabilir.
Şimdi tam zamanı: birlik, şeffaflık ve liyakat ile güçlü bir örgüt yapısı inşa etmenin zamanıdır.