– Yapı stoğumuzun yüzde 70’i hormonlu

– Hasarlı, hasarsız binalar ilgili yanlış kararlar da verildi

– Siyasiler konut vaadinde sözlerinde durmadı

– Kamu binalarının deprem güvenlikleri belirsiz

50 binin üzerinde insanımızı kaybettiğimiz, 40 bin binanın yıkıldığı, 200 binden fazla binanın  ağır hasar aldığı 6 Şubat depreminin üzerinden tam 1 yıl geçti. Gaziantepliler bu gece uyumadı, ışıkları söndürmedi, deprem nöbeti tuttu.

İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Gaziantep Şubesi ve çeşitli Sivil Toplum kuruluşları 134 kişiye mezar olan Ayşe-Mehmet Polat sitesi önünde depremi unutturmamak için farkındalık anma programı düzenledi. Depremde hayatını kaybedenler için duaların okunduğu programda, önemli mesajlar verildi.

GAZİANTEP UYUMA

İnşaat Mühendisleri Odası’nda 6 Şubat depreminin yıldönümünde basın toplantısı düzenlendi. Gaziantep Kent Konseyi Başkanı Samet Bayrak, CHP Şehitkamil Belediye Başkan Adayı Umut Yılmaz’ın da katıldığı basıp toplantısında konuşan Burkay Güçyetmez, “Depremi unutmayacağız unutturulmasına da müsaade etmeyeceğiz. Bugün sabaha kadar ayakta olacağız. Herkesi de bu gece uyumamaya ve depremi unutturmamaya davet ediyoruz. Maalesef yarın deprem olsa şehir yine panik havasında olacaktır. Bunların yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemelerin ve dirençli kentler noktasında yapılaşmanın tamamlanması gerekiyor” diye konuştu.

ALINAN KARARLAR YANLIŞ

Hasarsız veya hasarlı binalarla ilgili alınan yanlış kararlar olduğunu dile getiren Güçyetmez, “Maalesef dışarıdan gelen ekipler tarafından hasarsız binaya az hasarlı, az hasarlıya orta hasarlı gibi yanlış kararlar verilmiştir. Biz depreme hazır olmak istiyorsak yıkılacak olan binalar yıkılmalı ve yerinde dönüşüm yapılmalı, güçlendirilmesi mümkün olan orta hasarlı binalar güçlendirilmeli.  Çünkü bu bir milli servet. Gaziantep’te hormonlu yapı gerçeği var. Hormonlu kavramının bir an önce yenilenmesi lazım. Yapı stoğumuzun yüzde 70’i hormonlu binalar. 15-20 cm fazla çıktı diye resmi prosedüre uymuyor diye orta hasarlı binalarla ilgili yıkım kararı alınması doğru değil. Orta hasarlı binaların durumu belirsiz. Gerçekten orta hasarlı olup olmadığına gözlemsel karar verilemez. Hormonlu binaların yetkin mühendisler veya üniversite desteğiyle yapı envanterine kazandırılması lazım” dedi.

KAYBEDECEK ZAMANIMIZ YOK, HAREKETE GEÇİLMELİ

Güçyetmez, 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 6 Şubat 2023 depremlerinin yıldönümünde yaptığı açıklamada, “Güvenli ve sağlıklı yapılaşma için, bilim çevrelerinin meslek odalarının önerileri derhal hayata geçirilmelidir. Ancak geride kalan 1 yıla dönüp bakıldığında ne yazık ki geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak ciddi bir çalışmanın yapıldığını söylemek pek mümkün olmamaktadır. Ülkemizin ortalama olarak her 1,5 yılda yıkıcı sonuçları olan depremleri yaşamasına rağmen bir türlü gerekli adımlar atılmadı. Şubat 2023 Depremlerinin büyüklüğü bahane edilerek yüz binlerce konutun yıkımı veya ağır hasarlı hale gelmesi bilim dışı olarak kadere bağlanarak izah edilmiştir” dedi.

ENKAZ KALDIRMA ÇALIŞMALARI KONTROLSÜZ

Deprem bölgelerinde sorunların devam ettiğini dile getiren Güçyetmez, “Geçici yerleşim alanlarının kurulması, enkaz kaldırma işlemleri, ulaşım, elektrik, su, kanalizasyon, haberleşme gibi altyapı hizmetleri, depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen sağlanamamıştır. Depremin en çok etkilediği Antakya başta olmak üzere deprem bölgesinde barınma, beslenme, sağlık, hijyen, içme suyu, eğitim gibi en temel insani ihtiyaçlara yönelik sorunlar hala devam etmektedir. Yıkılmayı bekleyen ağır hasarlı yapılar insan hayatını tehlikeye sokmaya devam ederken, kontrolsüz bir şekilde yürütülen enkaz kaldırma işlemleri çevreye ve insan sağlığına zararlar vermekte, enkaz toplama alanları ise içme suyu kaynaklarını kirletmesi bakımından ciddi riskler oluşturmaktadır” diye konuştu.

KONUT İHTİYACI ACİLEN GİDERİLMELİ

Konut ihtiyacının devam ettiğini, verilen sözlerin yerine getirilmediğini söyleyen Güçyezmez, “Siyasi iktidarın 319 binini 1 yıl içerisinde teslim etmek kaydıyla 650 bin konutun yapılacağı yönündeki beyanlarının oldukça gerisinde kaldıkları görülmektedir. Deprem bölgesindeki 11 il kapsamında yıkılan veya yıkılacak olan toplam 674.416 bağımsız bölüm bulunmaktadır. Son 1 yılda TOKİ tarafından ihalesi yapılmış konut miktarı ise toplamda 108.936 adettir. Bu ihalelerin toplam bedeli 203.973.988.559,00 Türk Lirasıdır. Tamamlanma oranı yüzde 70’in üzerinde olan konut sayısı 25.119 adettir. Yani kısa vadede bitirilip teslim edilebilecek konut miktarı TOKİ verilerine göre 25 bin civarındadır. Bu durum siyasilerin geçen yıl verdikleri sözlerin veya ortaya koydukları hedefin ancak yüzde  8’ine tekabül etmektedir.” Diye konuştu.

DEPREMDEKİ YIKIMLARI 6 ANA NEDENİ

Depremdeki yıkımların nedenlerini sıralayan Güçyetmez şunları dile getirdi:”Yıkımın teknik nedenlerini 6 ana başlıkta sıralaya biliriz. Birincisi, Zayıf Zemin Koşulları, ikincisi Malzeme Zafiyetleri, üçüncüsü Konstrüktif Zafiyetler, dördüncüsü Yapı Düzensizliklerinin Yarattığı Hasarlar, beşincisi Sonradan Yapılan Bilinçsiz Tadilat ve Müdahaleler, altıncısı ise Yıpranmışlık ve Bakımsızlıktır. Ülkemizin 10 milyonluk yapı stokunda önemli oranda riskli yapı bulunmaktadır ve bu durum on yıllardır bilinip söylenmektedir. İlave olarak birkaç yılda bir çıkarılan imar aflarıyla riskli yapı stoku daha da şişirilmektedir. Ayrıca her yıl 100 bin civarında yeni yapı inşa edilmektedir. Çünkü tarımsal alanlara ve zemini sorunlu bölgelere yüksek katlı ve yüksek yoğunluklu imar izinleri verilmekte, emsal artışlarıyla kentler yoğunlaştırılmakta, mühendislik hizmetleri kağıt üzerinde kalmakta, yapı üretimi ve denetimi serbest piyasanın kuralsız kârlılık hesaplarına teslim edilmektedir. “

KAMU BİNALARININ GÜVENLİKLERİ BELİRSİZ

Kamu binaların güvenliğinin belirsiz olduğunu söyleyen Güçyetmez şöyle devam etti:”530 bin civarında olduğu tahmin edilen kamu binalarının envanteri çıkarılabilmiş değildir. Başta Okullar, Hastaneler, Yurtlar, Hizmet Binaları, Spor Tesisleri ve diğer tüm kamu binalarının deprem güvenlikleri belirsizdir. Bütün bu olumsuzlukların sonucunda her deprem mevcut yapı stokumuz içindeki bu riskli yapıları bulup tahrip etmektedir. Bunun insani, maddi ve çevresel kayıpları korkunç boyutlarda olmaktadır. Yapılması gereken mevcut yapı stokumuzdaki riskleri tespit edip yenilemek veya güçlendirmek ve ayrıca yeni bir yapılaşma düzeni getirmektir. Bir yapı, mülkiyeti ister devlette, ister gerçek kişilerde, isterse özel kuruluşlarda olsun doğrudan toplumun güvenliğini, tarihini, kültürünü, konforunu, ekonomisini ve çevresini etkileyen/ilgilendiren bir varlıktır. Bu özelliklerinden dolayı yapılar bir kamusal varlıktır. İnşasına da, denetimine de bu perspektifle bakılması gerekir.”

NELER YAPILMALI?

Depreme karşı yapılması gerekenlerleri de sıralayan Güçyetmez konuşmasını şöyle bitirdi:”Gerek merkezi, gerekse yerel yöneticilerin esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılmalı, kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalı, aksine davranışların hukuki ve cezai yaptırımları olmalıdır. Rant odaklı imar düzeni ile yapılaşmada kuralsızlığın ve cezasızlığın hakim olması kaçak yapılaşmanın önünü açmakta bunun sonucunda da imar afları zorunlu hale gelmektedir. Unutulmamalıdır ki, yozlaşma kültürü büyükten başlayıp küçüğe doğru yayılmaktadır. Sermaye gruplarının, “güçlü” kesimlerin inşaatlarına göz yumup tam tersine özel düzenlemelerle hukukileştirmeye çalışılması toplumun geneline emsal teşkil etmektedir. İmarda kural kuraldır. Merkezi ya da yerel siyasi/iktisadi aktörlerin çıkarlarına göre delinmemelidir. Ülkedeki riskli yapı stoku belirlenmeli, yapı envanteri çıkarılarak belirli bir risk sırası ile tüm binaların deprem güvenliğinin belirlenmesi zorunlu hale getirilmelidir. Kentsel dönüşümde kamu yararı gözetilmeli, rant odaklı kentsel dönüşüm anlayışı terk edilmelidir. Dönüşüm sosyal, ekonomik ve mekânsal gelişmenin bir bütünü olarak ele alınmalıdır. Yetkin mühendislik uygulaması muhakkak hayata geçirilmelidir.”

GAZİANTEP UYUMADI

Öte yandan İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi ve diğer STK’lar ile çoğu Gaziantepli gece deprem nöbeti tuttu, uyumadı, ışıklarını söndürmedi. Ayşe Polat Sitesi önünde farkındalık anma programında STK temsilcileri önemli mesajlar verdi.